Futbol olmadı, bisiklet olsun

24.02.2019 - 20:06 | Son Güncellenme: 24.02.2019 - 17:08

Futbol olmadı, bisiklet olsun

Futbol olmadı, bisiklet olsun


Ahmet ÇAKIR


Dört günlük Antalya Bisiklet Turunu tamamladık. Genel ferdi klasman birinciliğini Szymon Rekita elde etti. Takım birinciliğini Leopard aldı. Antalya da böyle bir organizasyona evsahipliği yapmanın keyfini yaşadı.

Daha önceki yazımızda bunun uluslararası takvimde yer alan gerçek bir yarış olmayıp henüz başlangıç dönemindeki bir organizasyon özelliğini vurgulamıştık. Antalya’nın o çok söylenip de pek başarılamayan “futbol başkenti” olma durumunu başka spor dallarında gerçekleştirmesi mümkün olabilir. Bisikleti de bu konuda yola çıkmış spor dallarından biri olarak kabul edelim.

 

Biz, memleketimizde GS-FB-BJK üzerine edilen gevezelikleri spor sanmaktan kolay kurtulabilecek gibi görünmüyoruz. Dünya ise asıl spor olarak atletizmi, yüzmeyi, jimnastiği, tenisi ve bisikleti görüyor. Fransa Bisiklet Turu’nun dünya sporunda kapladığı yerin, bizim futbol dünyamızın tamamını kaç kere katlar, bunu hesaplayabilecek biri olsun isterdim.

Antalya’nın uygun iklimi nedeniyle sezona hazırlık için her geçen yıl artan sayıda bisiklet takımı buraya geliyor. Bunların hazırlık çalışmaları sırasında bir yarış organize edilmesi hem gereklilik hem de akıllıca bir uygulama. Bu yıl 2’ncisi yapılan organizasyonla ilgili en büyük endişe kaynağı, sağanak yağıştı. Neyse ki böyle bir sıkıntı olmadı. Tam tersine son gün tam anlamıyla bahar havası içinde yarışma yapıldı. İstanbul’un karlar altında olduğu bir günde bunu yaşamak bizim için de hoştu.

 

Açıkçası, yarışın en etkileyici etabı dünkü müthiş tırmanıştı. Antik Termossos kentine ulaşmak için 1 150 metreye tırmanırken zaman zaman bizim minibüs bile zorluk çekti. Adeta düz duvara tırmanırcasına sürdürülen yarışı bitiren her sporcuyu bir kahraman gibi görmemek mümkün değil. Yarış yaşamı boyunca bundan çok daha zorlu nice parkurlar görmüş olan, organizasyonun onur konuğu olan 2 kez İtalya Bisiklet Turunu kazanmış Gilberto Simeno da bunu belirtmekten kendini alamadı.

İkinci gün yarışının Antalya’nın dev akvaryumundan başlatılması da çok akıllıca bir işti. Burada oluşan harika görüntülerin medyaya ne kadar yansıdığı hakkında yeterli bilgi edinme imkanı olmadı… Termossos’taki ödül töreni de harikaydı. Orasıyla ilgili olarak spor alanının sınırlarını biraz zorlayıp tarihçi-turizmci boyutlarında çaba gerekiyor. Dünya çapında bir turist çekim merkezi olabilir ama bunun için yeterli çaba yok.

 

Yarışın ilk etabını kazanan ve tamamı için de en büyük favori olarak gösterilen yarı Hollandalı yarı Belçikalı Mathieu van der Poel, sonraki etaplarda pek ortalıkta görünmedi. Geçen yıl katıldığı yarışlarda yüzde 90’ın üzerinde bir kazanma başarısı gösteren bu sporcu, ilk etabın ardından açıkladığı, başta takım arkadaşları olmak üzere öteki sporculara şans tanıma durumunu gerçekleştirir gibiydi.

Yarışmada 4 Türk takımının yer alışı sevindiriciydi çünkü onlar dünya çapındaki yarışmalara katılabilecek konumda değiller henüz. Ancak 4 takımdaki 21 Türk sporcudan sadece 4’ünün son gün etabına katılabilecek durumda olmaları da gözden uzak tutulacak gibi değildi. Aslında tıpkı futboldaki gibi, biz bisiklette de hazırlık döneminde pek hazır olamıyoruz gibi bir sonuç çıkarabiliriz.

 

Son gün atletizmdeki halk koşusunun karşılığı olan yarış nedeniyle tam bir şenlik yaşandı. 616 bisikletçi 61 ve 92 kilometrelik iki ayrı kulvarda yarıştı. Bu arada, mükemmel organizasyona gölge düşüren bir arıza da yaşandı. Görevlilerin hatalı davranışı nedeniyle 92 yerine 106 kilometre gitmek zorunda kalan bazı yarışmacılar, bu nedenle dereceye giremeyişlerinin de etkisiyle tepki gösterdi.

“Ben bu yarış için 1 yıl hazırlandım. İstanbul’dan buraya gidiş-geliş ve konaklama olarak da yabana atılmayacak düzeyde para harcadım. Yarışmada da ilk 3’ün içindeydim. Görevini doğru yapmayan biri yüzünden mağdur edildim. Bu bir skandaldır!” diyen yarışmacının, katılmış olmanın keyfi gibi olimpik bir yaklaşımla teselli bulması mümkün görünmüyordu. Yarışmacı arkadaşlarından birinin düşüp köprücük kemiğinin kırılmış olması da işin bir başka dramatik boyutunu oluşturuyordu.

En başta söylediğimiz gibi bu bir yarış değil. Fakat ilerki yıllarda dünya takviminde yer alabilecek kadar önemli bir yarış haline gelmesi de mümkün. Koşullar bunun için çok uygun. Mevsim koşullarından tutun da kentin öteki olanakları ve sponsor desteği gibi etkenler, bizi gelecek için umutlandırıyor.

Senin için hazırladığımız haberler