Serdar Eder gerçekten 'Derin Galatasaray' mı? Suskunluğunu bozdu...

13.01.2018 - 12:00 | Son Güncellenme: 13.01.2018 - 12:00

Serdar Eder gerçekten 'Derin Galatasaray' mı? Suskunluğunu bozdu...

Galatasaray’ın ‘sır küpü’ olarak nitelendirilen Sicil Kurulu Başkanı Serdar Eder suskunluğunu bozdu ve fanatik gazetesine özel bir röportaj verdi. Eder, "Derin Galatasaray" iddialarını cevaplarken Fatih Terim'den liseli-lisesiz ayrımına kadar birçok konuda görüş belirtti. 

 

Galatasaray’da özellikle 2000’li yıllardan itibaren alevlenen bir liseli-lisesiz ya da diğer bir tabirle mektepli-alaylı tartışması var. Her seçim sürecine girildiğinde de bu konu tekrar gündeme geliyor. Son yıllarda ibrenin liselilerin lehine kaydığı yönünde eleştiriler oluyor. Kongrede en çok gürültüyü onların çıkardığı, onların desteklediği adayların seçildiği yazılılıyor, çiziliyor. Bu tartışmaların odağındaki en önemli isim ise hiç kuşkusuz Sicil Disiplin Kurulu Başkanı Serdar Eder. Sayın Eder’e kulübün ‘Kara Kutusu’, ‘Gizli Başkanı’ gibi yakıştırmalar yapılıyor. ‘Derin Galatasaray’ diye tabir edilen yapının en önemli figürü olduğu iddia ediliyor. 

Tüm üyelerin eş ve çocukları üye olabiliyor

Bütün bunları konuşmak için Serdar Eder’le Türk Telekom Stadı’nda bir araya geldik. Sorduğumuz tüm sorulara samimi cevaplar verdi. Öncelikle benim yazmış olduğum bir yazıya ithafen düzeltme yapmak istediğini söyleyen Eder, “Biz kulübe sadece liseli üyelerin eş ve çocuklarını değil, tüm üyelerin eş ve çocuklarını üye yapıyoruz” dedi ve şu anki üye profilini şöyle açıkladı: 

“Şu anda kayda açık üye sayısı 8 bin 600. Bunun yüzde 65’i lisesiz, yüzde 35’i liseli, yani sizlerin iddia ettiği gibi kulüpte liselilerin lehine bir durum söz konusu değil.” 

'Adnan Polat'a yapılan darbe değil'

Liselilerin kongrelerdeki ağırlığı ve son 5 başkanın 4’ünün liseli olmasının tesadüf olup olmadığını sorduğumda ise şunları söyledi: 

“Ondan önceki üç başkan da lisesizdi ve onlara oy verenler de liseli üyelerdi! Biz başkan adayının liseli ya da lisesiz olmasına değil, başarıp başaramayacağına bakarız.” Sözü Adnan Polat’a getirdim ve liseli üyelerin ona kongrede darbe yaptığını hatırlatttım. Cevabı şöyle oldu:  “Bu darbe değil, idari olarak ibra edilmedi. İdari yönden bazı hatalar yapmıştı. Mesela; tüzüğe göre 400’den fazla üye alamazdı, o fazlasını almıştı. Bunun gibi bir kaç hatası vardı. 

Sicil Kurulu yönetimden bağımsız olmalı

Ayrıca camianın büyükleri ona genel kurul kararı al diye tavsiye bulundu, ancak o dinlemedi. Bu kararı alsaydı yine seçilirdi ve hala başkandı!” Son 5 yıldır Sicil Kurulu Başkanlığı, ondan önce de 6 yıl aynı kurulun üyesi olduğunu ve neden devamlı kendisinin bu kurulda olduğunu sordum. Şunları söyledi:

“Aslında Sicil Kurulu bağımsız olmalı. Aynı kişilerin uzun süre kurulda olması doğru bir yaklaşım.” Kuruldaki liseli lisesiz oranını sorduğumda ise şu bilgiyi verdi: “7’ye 4!” 

Galatasaray Lisesi'nde okumak suç mu?

Liseli lisesiz ayrımının Özhan Canaydın zamanında arttığı yönünde bir algı olduğunu ve kendisinin de Canaydın’ın varisi şeklinde nitelendirildiğini, ‘Derin Galatasaray’ın en önemli figürü, camianın ‘kara kutusu’, hatta bugün Galatasaray’ın ‘Gizli Başkanı’ olduğu yönünde bir kanı oluştuğunu hatırlattım ve bütün bunlar doğru mu diye sordum Sayın Eder’e. Cevabı şöyle oldu:

“Özhan Canaydın döneminde değil, 1980’de başladı aslında bu ayrım. Rahmetli Canaydın aksine 2002 yılında, dışarıda üye olmak için bekleyen şu kadar alaylı var, şunları alalım dedi. Rakamı da o yıla mahsus 10 bin TL’den, 10 bin Dolar’a çıkardı. Kur farkı yüzünden 3 bin TL fazla oldu. Kaç kişi üye oldu biliyor musunuz? 11! Ertesi yıl ise 10 bin TL’den 370 kişi üye oldu. 3 bin TL vermemek için bir yıl beklediler! Benim durumuma gelince...

Derin Galatasaray şehir efsanesidir

Ben Canaydın’ın varisi olsam, onun ‘seçin’ dediği Adnan Polat’a karşı aday olur muyum? Onun rakibinin listesine girer miyim? Derin Galatasaray konusu da bir şehir efsanesi.  Şimdi İnan Kıraç, Ahmet Ocaklı ve benden oluşan ‘Derin Galatasaray’ var deniyor. Derin ya da sığ Galatasaray diye bir şey yoktur, Galatasaray bir bütündür. Gizli Başkan ve camianın kara kutusu olduğum yönündeki sorunuza cevabım da şudur: Benim Genel Kurul üyeleri üzerinde bu kadar ağırlığım varsa neden ‘Gizli Başkan’ olayım ki, ‘Açık Başkan’ olurum, olur biter! Siz bana, ‘kara kutu’ diyorsunuz, bense buna ‘Kurumsal Hafıza’ diyorum ve bu bir camia için çok önemlidir. Ben 40 yıldır bu camiaya hizmet veriyorum. 

Ben bu kulübe amigoluk bile yaptım

İnönü Stadı’nın kapısında gece yatan biriyim. Bu kulübe amigoluk bile yaptım. Ben Galatasaray’ın neferiyim. Bütün bu suçlamalara sırf liseli olduğum için muhatap oluyorum. Ne yani Galatasaray Lisesi’nde okumak suç mu?  Takım başarısız olduğunda biz taraftara hedef gösteriliyoruz, başarı halinde ise liseden hiç bahsedilmiyor. Bizim hiç mi katkımız yok.” 

Her sakallıyı 'Çene Serdar' sanıyorlar

Son zamanlarda bir de ‘liseci’ bir kesimden bahsediliyor ve liderinin de siz olduğunuz söyleniyor, buna ne diyeceksiniz, diye sorduğumda ise şu ilginç yanıtı veriyor:

“Liseci diye bir tabiri kabul etmiyorum. Ben 113. dönem mezunuyum, şimdi 150. dönem mezunlarını veriyor okul. 128’den sonrası ben yapsam karşı çıkar, bana asla oy vermezler!” 

Sizin lisesiz üyeler için mülakat başlattığınız yönündeki eleştirileri sorduğumda ise Eder şöyle konuştu: 

“Benim olmadığım bir toplantıda bir adayı üyeliğe kabul etmemişler. Toplantıda iki sakallı kurul üyesi varmış. Sonra ‘Çene Serdar’ reddetti diye sağda solda konuşulmuş. Her sakallıyı ‘Çene Serdar zannediyorlar! Mülakat ise yeni bir şey değil. Biz tüzüğe göre hareket ediyoruz. Ve ben bu tüzüğe karşı dava açmış bir adamım. Bu tüzük de Adnan Polat’ın eseridir. Bu tüzüğün bir an önce değişmesi lazım. Çünkü liseli lisesiz dengesinde ibre liselilerden yana kayıyor. Ben ise kulübün herkese açık olmasını savunuyorum.”

Liseli Fenerli ve Beşktaşlılar üye olamaz

Sırf liseli diye Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarının da üye olduğu yönünde çok haber okuduğumu söyleyince de şu açıklamayı yaptı Serdar Eder:

“Galatasaray Lisesi  mezunu Fenerbahçeli ve Beşiktaşlılar’ı kulübe asla üye yapmıyoruz, bu konuda çok titiziz.”

Fatih Terim için bazı liseli yöneticilerin, “O gelirse biz yokuz, kendimi yakarım” gibi yaklaşımlarını hatırlattım ve liselilerin Terim’i neden sevmediğini sordum: Cevabı şöyle oldu:

“Bu arkadaşların Fatih Terim’e karşı tavrını doğru bulmuyorum tabi ama onların yüzünden liseliler Terim’i sevmiyor diye algı yaratıldı. Bu doğru değil. Seven de var, sevmeyen de... Terim’i sevmeyen lisesiz üye yok mu sanki!” Peki siz seviyor musunuz, Başkanlığa aday olsa oyunuzu verir misiniz diye kontra yaptım. Yine ilginç bir cevap verdi:

“Tabi seviyorum. Oy da veririm. O benim 40 yıllık arkadaşım. Galatasaray tarihinin de en önemli figürü.” Serdar Eder’e, son olarak Galatasaray’ın bugünkü durumundan memnun olup olmadığını sordum. O da şunları söyledi:

“Galatasaray’ın şu anki durumundan elbette memnun değilim, önümüzde çok kritik bir-iki yıl var, mali sorunları çözemezsek sonumuz felaket olur.”

Senin için hazırladığımız haberler