'Yanlış kadro mühendisliğini kim yaptıysa...'

26.10.2018 - 08:40 | Son Güncellenme: 26.10.2018 - 11:40

'Yanlış kadro mühendisliğini kim yaptıysa...'

Çözüldüler - Güntekin Onay / Vatan

BİR takım maç kaybedebilir. Kötü de oynayabilir. Ancak Beşiktaş’a baktığımızda günümüz futbolunun temel prensiplerinin çok uzağında bir takım organizasyonu görüyoruz. Santrfor Larin ile stoper Vida arasındaki mesafe 70 metre. Sağ bek Gökhan ile sol açık Quaresma arası 50 metre. Sol açık Lens ile Caner arası 60 metre. Bu sezon her maç bu tablo var. Hatlar arasında bu kadar kopukluk nasıl olabilir? Hem enlemesine hem boylamasına oyuncular birbirinden uzak. Yardımlaşma hem top ayağındayken hem de top rakipteyken son derece zayıf. Takım pres yapmayı bilmiyor.
 
HAL böyle olunca da hem top ayağındayken pas yapamıyorsun hem de rakibe geçince geniş alan bırakıp baskı yapamıyorsun. Larin tank gibi ağır. O kadar ağır ki kafaya bile çıkmakta gecikiyor. Ayrıca tekniği de son derece yetersiz . Bu 3. sınıf Larin bu sezon 9 maçta ilk 11 oynadı. 
 
BEŞİKTAŞ, 17. resmi maçına çıkmış Love’un ilk 11 oynadığı maç 4! Attığı gol 5. Her yerde tuhaflık var. Maça stoper başlayan ve daha sonra orta sahaya geçen Necip iyi niyetli ama öne doğru pas veremiyor. Caner haftalardır savunmada aksıyor. Q7 kafasına göre takılıyor. Sahada tüm bunlar yaşanırken bundan daha fazlasını bekleyebilir misiniz? Elbette hayır. 
 
BİRLİKTE OYUN KAZANDI
 
68. dakika bir pozisyon var. Medel savunmadan oyun başlatırken baskı yemiş 2 adım açılıp top almaya gelen yok. 1 dakika sonra da rakibin 2. golü geldi. Taraftar bireysel oyuncu performanslarına bakıyor da sahada kolektif olarak hareket edemeyen bir takım var. Rakip topun olduğu yerde 3 kişi, sen 1 kişisin. Sorunun temeli burada. Geniş alanda oynuyorsun. Yarın Adriano-Pepe-Babel-Ljajiç dönsün takım kalitesi 2 kat artar. Mesele kolektif oyunda.
 
GENK, Belçika ligi lideri. Birlikte hareket eden ve hızlı oynamaya çalışan bir ekip. Ancak bu Beşiktaş Avrupa’da bundan çok daha üst düzey takımlara sahayı dar etmedi mi? Nerede o alan daraltan, pas yapan, topu hızlı dolaştıran takım. Birlikte hareket eden yenilgiyi kabullenmeyen oyuncu grubu nerede?

Galiba aşk da bitti - Attila Gökçe / Milliyet

Sadece yenilmiyorlar. Sadece maç kaybetmiyorlar.

Her takım, her zaman yenilebilir. Futbolda şaşılacak şey değil. Ama kötü oynayarak, saçmalayarak, dağılarak, eriyerek tükeniyorlar. Dün geceki maç bu nedenle trajik bir gösteri oldu. Yazık oldu.

Beşiktaş’ta sadece fizik değil, kimya da bozulmaya başlamış. Genk karşısında öyle bir ilk yarı oynadılar ki üzülmemek elde değil. Topa sahip olamadılar (44/56)... Göbekten ya da kanatlardan etkili bir atak düzenleyemediler. Abuk sabuk iki şutla güya gol aradılar, olmadı.

Gökhan Gönül ile Quaresma’nın gayretleri dışında Beşiktaş’ın kendi sahasında oyuna bir türlü ortak olamaması tuhaf, anlaşılmaz ve dramatik bir çözülme idi. Ne Oğuzhan, ne Tolgay, ne de Medel... Orta alan yol geçen hanı gibiydi. Güya oyunu kuracak, belirleyecek, kontrol edeceklerdi. Yapamadılar.

Yine de haksızlık etmeyelim... Şenol Güneş, Bebel’siz, Pepe’siz zorunlu bir on birle oynamak zorunda kaldı. İki adamın yokluğu Beşiktaş’ın kimyasını bozmaya yetti. Üstüne bir de Tolgay’ın sakatlanarak oyundan çıkması (Dk. 27) eklenince Beşiktaş açısından durum daha da zorlaştı. Güneş, Tolgay’ın yerine Roco’yu aldı. Savunma göbeğinde Vida ile birlikte görev yapan Necip Uysal orta alana geçti. Vida - Roco ikilisi de sıkıntıyı sürdürdü.

Beşiktaş’ın yediği gol içler acısı bir kalitesizlik örneği... Oğuzhan, Quaresma, Lens, Larin, Tolgay ve Medel kısa ve akıllı paslarla Genk’e karşı gol ararken topu Maehle’ye kaptırdılar. O da sağ tarafta boşlukta bekleyen Samatta’ya isabetli bir uzun pas attı. Necip Samatta’yı karşılamakta geç kalmıştı. Karius’un da yapacak bir şeyi yoktu.

Güneş, artık dayanılmaz bir süreklilik arz eden santrfor meselesini bu defa Larin’le halletmeyi düşünmüştü. Genç ve hareketli Larin, topla buluşuyor ama bir türlü dönemiyordu. Buluştuğu toplardan bir bölümünü kaleci Karius’a göndermesi şaşkınlık yarattı. Güneş bu şaşkınlığı Love’la bitirmeye çalıştı. Evet, Love’la iki gol buldular ama, Genk’in attığı üçüncüye (Ndongala) ve dördüncüye (Maehle) engel olamadılar. Tam anlamıyla bir teslimiyet ve acizlik tablosu!

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Bu kötü oyunla, skandal yenilgilerle gruptan çıkmak mümkün mü? Hayır. Genk’in yaş ortalaması 23.8... Beşiktaş’ın 27.8... Arada dört yaş var. Takımın fizik gücü 90 dakikaya yetmiyor. Peki Gökhan Gönül’den de mi ilham almıyorlar?.

Bir de reaksiyon kavramı var. Yediği gole yanıt verme, maça yeniden sarılma, tempoyu artırma... Her türlü kartı göze alarak sportif anlamda çatışmaya tutuşma... Beşiktaş bunları yapar gibi göründü ama, kazandıkları topları çok kolay kaybettiler.

Kaybettikleri sadece top olsa, üzülür geçersiniz. Beşiktaş dün taraftarının güvenini de kaybetti. Hedef duygusu gitti. Galiba aşk bitti.

Berbat kadro mühendisliği - Ali Ece / Fanatik

Genk, ilk yarıda golü atmadan önce tam 9 pas yaptı. Golün asistinde bakarak görerek topu havalandırdılar. Sol bek pozisyonundan başlayan Genk atağı sağ açık pozisyonundan yapılan asist sonucu gol olurken, Beşiktaş forması giyen oyuncular bir kez daha “pres yapıyormuş” gibi yaptılar. Reaksiyon vermek bir yana Beşiktaş forması giyen oyuncular maç 0-0’mış ve santrforları İlhan Mansız’mış gibi havadan toplar atmaya devam ettiler. Ancak ilk yarıda Beşiktaş’ın santrforu sanki stadın etrafından geçerken kendini yanlışlıkla sahada bulmuş Kanada’lı bir turistti. Tribünün bir kısmı teknik heyete, başka bir kısmı yönetime serzenişte bulundu. Artık bu kadar yanlış kadro mühendisliğini kim yaptıysa bir zahmet hatasını kabul etsin. Aynı taraftar Benfica gibi güçlü bir ekip karşısında devre arasına 3-0 yenik giren takımı diriltmişti. O taraftarı müşteriden ibaret görmek bu rezaletin bir numaralı sebebi!

Gecenin sorusu
Talisca gittikten sonra Oğuzhan’ın 10’da 8’dekinin yarısı kadar verimli olmadığını herkes farkındayken neden sadece Ljajic ve o da bu kadar geç alındı?

Maçın starı
Ndongala, Samanta vs. Belçika kulüpleri o bütçelerle bu oyuncuları kadrosuna katarken bizim kulüpleri yönetenler hayalet ve turist transfer ediyorlar.

Maçın olayı
Roco’nun hayalet Casper tarzı sözde stoperliği.

Kısa mesaj
Taraftarı müşteriye indirgeyen her yönetim kaybetmeye mahkumdur.

Kayıp aranıyor - Ömer Güvenç / Vatan

BİR zamanlar oynadığı futbolla taraflı tarafsız ayakta herkesin alkışladığı Beşiktaş uzun zamandır kayıptır! Bulanların Beşiktaş taraftarına haber vermesi rica olunur. Maalesef durum aynen böyle. Dün kendi sahasında farklı şekilde yenildiler. Mağlubiyet, beraberlik ve galibiyet futbolun içinde var. Ama futbolun içinde böylesine kötü futbol kırk yılda bir olur. 
 
HAZIR DEĞİLSİN!
HAFTA içinde tribünlerde 20 bine yakın taraftar... Onlara yazık. Böyle oynamaya devam ederseniz, o taraftarın yarısını bile zor bulursunuz. Kim iyi oynadı kim kötü oynadı bunları söylemeye gerek görmüyorum. Beşiktaş 2-4 Genk! Bu skor her şeyi anlatıyor.
 
BU arada Gökhan Töre kardeşim, sen nerelerdesin? Sakın Şenol hoca beni oynatmıyor deme! Demek ki hazır değilsin. Hazır olsan neden oynatmasınlar. Hazır olsan, senin gibi yetenekli bir oyuncuyu oynatmayacak kadar aptal mı Şenol hoca? 
 
MAÇ bitti, sıra sizin kendinize gelmenizde.

Senin için hazırladığımız haberler